Sol bunu tartışıyor… Kim ne tepki verdi… İsrailli akademisyen konuştu ortalık karıştı

Emek Partisi’nin (EMEP) düzenlediği dört oturumlu Uluslararası Ortadoğu Konferansı 25-26 Mayıs tarihlerinde İstanbul Bostancı’daki Birleşik Metal Sendikası Genel Merkezi’nde gerçekleşti. Konferansın ikinci gününün ikinci oturumunda “Ortadoğu’da barışın olanakları ve koşulları” başlığında Moshe Zuckermann’ın video mesajı izletildi. Zuckermann’a konuşma hakkı verilmesi tepki çekti. Konferansın duyuruları yapılırken Filistin için Öğrenci Dayanışması, İsrailli akademisyen Moshe Zuckermann’a kürsü verilmemesini talep etmişti.

Filistin İçin Öğrenci Dayanışması, X hesabında EMEP’in konferansı duyurduğu paylaşımı alıntılayarak şunları yazdı:


“EMEP’E AÇIK ÇAĞRIMIZDIR”
“Uluslararası Ortadoğu Konferansı’nda işgal akademisinin kurumu olan Tel Aviv Üniversitesi’nde emeritüs profesör olan ve Filistin direnişinin bir parçası olan Aksa Tufanı’nı katliam/pogrom olarak tanımlayan Moshe Zuckermann’a kürsü verilmemelidir.”

EMEP ise “25-26 Mayıs 2024 tarihlerinde düzenleyeceğimiz Uluslararası Ortadoğu Konferansı’nda bölgedeki nüfuz mücadelelerini, halkların direnişini, dünya ve bölge barışının imkan ve koşullarını tartışacağız.” notuyla duyurduğu konferans programında bir değişiklik yapmadı.

‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM’ TARTIŞMASI
Zuckermmann, EMEP’in konferansının ikinci gününde iki devletli çözümü savunan bir konuşma yaptı. Konuşma Türkiye kamuoyunda tepkiyle karşılandı. ‘İki devletli çözüm’ özellikle sol içerisinde eleştirilirken Filistinli direniş örgütlerinin bu konudaki fikirleri de gündeme geldi. EMEP’in konferansa Zuckermann’a söz vermesi ve adı geçenin ‘iki devletli çözüm’ü savunması üzerine sosyal medya üzerinden Filistinli direnişçilerin konuya nasıl baktığını hatırlatan paylaşımlar yaptı. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, HAMAS ve İslami Cihad ‘iki devletli çözüm’e karşı çıkıyor. İki devletli çözüme karşı çıkan direnişçilerin görüşleri İsrail’in Filistin’i gasp ettiği için tamamen ortadan kaldırılmasına ve bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasına dayanıyor.

İki devletli çözüm, Mahmud Abbas’ın başında olduğu Filistin Yönetimi tarafından savunuluyor. Bu yönetimin etkin olduğu Batı Şeria ise İsrail işgali altında ve Abbas’ın yönetiminin bütün ihtiyaçları İsrail tarafından karşılanıyor. Ayrıca Abbas yönetimi, Filistinli direnişçilere yönelik operasyonlar düzenliyor ve direnişle ilgili İsraille istihbarat paylaşımında bulunuyor.

Öte yandan ‘iki devletli çözüm’ İsrail tarafından da desteklenmiyor. İsrail’in stratejik hedefinin Filistin’in tamamının işgal edilmesi olduğu bilinirken, İsrailli aşırı sağcılar Ürdün’ü de ele geçirmeyi düşünüyor.
Bütün bu nedenlerle Türkiye’de başta sol çevreler olmak üzere Filistin direnişini savunanlar EMEP’in düzenlediği konferansta ‘iki devletli çözüm’ fikrini savunan ve Hamas, İslami Cihad ve FHKC’nin eylemlerine karşı konumlanan Zuckermann’a kürsü verilmesine karşı çıktı.

ZUCERKERMANN’DAN BEKLENEN KONUŞMA: SUÇLULAR NETANYAHU VE HAMAS
7 Ekim süreciyle ilgili konuşan Zuckermann Hamas’ın gerçekleştirdiği operasyonla İsrail’in katliamlarını eşitleyen bir konuşma yaptı. Hatta Hamas’ın Netanyahu tarafından desteklendiğini öne süren Zuckermann, Filistin direnişiyle İsrail’in işgal siyasetini aynı düzlemde ele aldı. Zuckermann, İsrail’in 1948’den bu yana işgal politikası üzerine kurulu olduğunu belirtmedi.

Zuckermann “7 Ekim’in tarihlerindeki ‘en büyük fiyasko’ olduğunu söyleyerek İsrailli politikacılar, ordu ve gizli servis tamamen başarısız oldu. Bu, İsrail tarihinde yaşadığımız en büyük fiyasko ve felaketti. Bundan sorumlu olan koalisyon, ordu ve gizli servisin bu savaştan sağ çıkamayacakları ilk andan itibaren belliydi. Bu yüzden bazıları savaşı mümkün olduğunca sürdürmeye çalıştı çünkü sorumluluk üstlenmeyeceklerdi. Bu durum özellikle Netanyahu ve bakanları için geçerli.” diye konuştu.

Netanyahu’nun son 10 yıldır FKÖ’yü zayıflatmak ve iki aşamalı çözüm gerçekleşmesin diye Hamas’ı desteklediğini söyleyen Zuckermann, “Bu felaketi başımıza getiren adam, şu anda sahneden inemeyen ve rehineleri Hamas’ın elinde feda etmeye bile hazır olan biri ve bunu İsrail siyasetindeki hakimiyetini ve partisinin hakimiyetini kaybetmemek için yapıyor” diye konuştu.

İRAN’I İHMAL ETMEDİ
İsrail ve İran’ın birbirini “en tehlikeli düşman” ve “yok edilmesi gereken ülke” olarak tanımlamasına ve İsrail’in bu sorunu araçsallaştırlmasına dair konuşan Zuckermann, “İran’ı İsrail’in başlıca sorunu haline getirme ve Filistin sorununu, 50 yılı aşkın bir süredir devam eden acımasız ve barbarca işgali gündemden kaldırma şansı verdi. Aslına bakarsanız, konuşulmayan asıl büyük sorun bu. İsrail’in iki devletli çözüme ulaşmamak için son 50 yıldır barbarca bir işgal rejimi uyguladığını hesaba katmadan 7 Ekim’de yaşananlar ve günümüz dünyası hakkında konuşulamaz.” dedi.

“BU TOPRAKLAR BÖLÜNMELİ”
Yaşananları “Bu dini ya da etnik bir çatışma değil, bir toprak çatışması” olarak niteleyen Zuckermann, “Filistinlilerin kendi devletlerini kurabilmeleri ve İsrail’in de kendi devletine sahip olabilmesi için bu toprakların bölünmesi gerekiyor” dedi.
İsrail’in son 50 yıldır “iki devletli çözümü” baltaladığını belirten İsrailli Akademisyen “Günümüz ifadesiyle nehirden denize kadar Filistinliler yaklaşık yüzde 50’yi oluşturuyor; Batı Şeria’yı, Gazze Şeridi’ni, İsrailli Arapları ve Arapları, Doğu Kudüs’teki Filistinlileri ve hepsini birlikte ele alırsak, nehir ile deniz arasında yaklaşık yüzde 50 Filistinli, yüzde 50 Yahudi var. Yani aslında şu anda iki uluslu bir yapımız var. Bu zaten şu anda ikili bir yapı. Devlet demiyorum; iki uluslu bir devlet değil, iki uluslu bir yapı. Yüzde 50 Filistinliler, yüzde 50 Yahudiler. Bu demokratik seçimlerle kabul edilebilir ve biz iki uluslu bir devlet istiyoruz diyebiliriz. Filistinlilerin bunu istediğini sanmıyorum. İsraillilerin de iki uluslu bir devlet istediklerini düşünmüyorum” dedi.

Uğurcan Yardımoğlu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir