Yeni asgari ücret açıklandı, siyasilerden peş peşe tepkiler geldi

Milyonlarca çalışanın merakla beklediği asgari ücrette nihayete gelindi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 1 Ocak 2024 itibariyle asgari ücretin net 17 bin 2 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

Yeni asgari ücretin açıklanmasının ardından özellikle muhalefet partilerinden peş peşe tepkiler geldi.

ZORLU: YILIN YARISI GELMEDEN ERİYECEK

Asgari ücretle ilgili olarak sosyal medya hesabından açıklama yapan İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, asgari ücret tekliflerinin 2024’ün ilk 6 ayı için 17 bin lira, ikinci 6 ayı için 20 bin 500 lira olduğunu anımsattı.

Zorlu, “Sayın Bakan teklifimizi tam anlayamamış olmalı ki (!) 2024’ün tümü için asgari ücreti 17002 TL olarak açıkladı. Yani asgari ücret bir ortalama ücret haline gelirken, hayat pahalılığı karşısında daha yılın yarısı gelmeden milyonlarca vatandaşımızın emeği eriyip gidecek. Bu bakımdan 31 Mart tarihinde gerçekleşecek seçimler vatandaşımızın bu gidişata karşı vereceği en etkili mesaj yeri olacaktır” ifadelerini kullandı.

TAŞÇIER: EMEKÇİDEN YANA OLACAĞIZ

CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer de yüksek enflasyona dikkat çekti.

“Ne demiştik, bir kaç aya buhar olacak, yeniden açlık sınırının altında kalacak ücret işte budur” diyen Taşçıer, şöyle devam etti:

“Merkez Bankası’nın tutma ihtimali olmayan enflasyon hedefiyle bile, tek zam yapılacağı da söylenmişken, bu tutar yıl sonunda reel olarak 10.882 liraya, yani bugünkünden bile daha az bir noktaya gelecek. Gerçekte ise çok daha düşük bir seviyeye geleceği ortada. Seçime kadar yalancı bahar yaratıp, seçimden sonra ne haliniz varsa görün denmesi anlamına gelen bu ücret, on milyonlarca emekçinin açlıkta buluşacağı bir Türkiye hayal edenlerin isteğidir. Modern köleliğe ve emeğin sömürüsüne dayanan bu düzeni CHP olarak reddediyoruz! CHP olarak asgari ücretle ilgili önerilerimizi ısrarla dile getirmeye, emekten ve emekçiden yana olmaya devam edeceğiz.”

‘TUTARIN EMEKÇİYİ AÇLIPA MAHKUM ETTİĞİ GÖRÜLMELİDİR’

CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, çalışanların yüzde 64’ünün asgari ücret ya da asgari ücrete yakın bir maaşla çalıştığını belirtti.

“Bugün açıklanan 17.002 TL’lik tutar büyükşehirlerde ortalama ev kirası düzeyindedir” diyen Karatepe, “TÜRK-İŞ’in hesaplamasına göre, Kasım ayında açlık sınırı 14 bin 25 TL’ye, yoksulluk sınırı 45 bin 686 TL’ye yükseldi. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti de aylık 18 bin 239 TL’ye yükselmiş durumda. Görüldüğü gibi bugün açıklanan asgari ücreti esas aldığımızda, eğer ailede üç asgari ücret elde eden çalışan yok ise o hane yoksuldur. Bu işsizlik ortamında da bir evden 3 kişinin çalıştığını düşünmekte hayaldir. Açıklanan bu tutar milyonlarca emekçiyi açlığa ve sefalete mahkûm ettiği görülmelidir” ifadelerini kullandı.

Yüksek enflasyon nedeniyle asgari ücret artışının, zamlar karşısında eriyeceğini belirten Karatepe, “Bu nedenle iktidarın asgari ücretin yılda bir kez belirlenmesi konusundaki ısrarına karşı çıkıp, yılın ikinci yarısında yeniden bir ücret belirlenmesini sağlamalıyız. CHP olarak tavrımız nettir. Biz emekçilerden yanayız. Emekçilerimizi açlığa ve sefalete mahkûm eden bu sistemi değiştirmek için mücadeleye devam edeceğiz. Biz yoksulluğu kabullenmek yerine onu ortadan kaldıracak politikaları hayata geçireceğiz” dedi.

EMEK PARTİSİ’NDEN TEPKİ GELDİ

Emek Partisi, 17 bin 2 lira olarak belirlenen asgari ücretin “açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan, sefalet düzeyinde” olduğunu açıkladı, “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı bir düzen ancak işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle mümkün olabilir” dedi.

Emek Partisi’nin açıklaması şöyle:

“Ücret Tespit Komisyonu, günlerdir aralıklarla toplanıyor. Günlerdir asgari ücretle ilgili, oluşumu itibariyle işçi ve emekçileri temsil etmeyen bu komisyon bile değil, doğrudan iktidar sözcüleri asgari ücrete dair mesajlar veriyor. Sermaye örgütleri asgari ücrete dair önerilerini talimat gibi açıklıyorlar. Asgari ücreti IMF’nin belirlediği günlerden, Goldman Sachs, Moody’s gibi doğrudan uluslararası sermaye bekçilerinin asgari ücrete yön çizdiği günlere geçtik.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç tarafından sürdürülen bölgesel asgari ücret tartışması ise uzun süredir sermayenin gündeminde.

Hükümet yanlısı, sermayenin sesi sarı sendikacıların yönettiği sendikalar; işçilerin tepkilerini görmezden gelemeyerek titrek açıklamalarda bulunuyor. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay asgari ücretin geçim ücreti olmaması yönünde doğru bir noktaya işaret ederken, asgari ücretin ne olması gerektiğine dair açlık sınırını işaret ederek, pazarlığı 14.025 liradan açacaklarını söyledi. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun oluşumunu eleştirerek, enflasyon için TÜİK’in mi, ENAG’ın mı esas alınması gerektiğine dair bir görüş bildirmeden enflasyonun üzerinde artış istediklerini söyledi.

Farklı olarak, muhtelif illerde asgari ücret talepli eylem ve etkinlikler düzenleyen DİSK ise en düşük kamu işçisi ücreti ile en düşük memur maaşı dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini belirterek 30.000 lirayı işaret etti.

Seçimlerden sonra peş peşe açıklanan Orta Vadeli Program, 12. Kalkınma Planı ve yeni onaylanan 2024 bütçesi tekellere ve sermayeye kol kanat germenin yol ve yönteminin belgesi olmuştur. Emeğin ürettiği değerleri, halkın yarattığı ekonomik kaynakları hiç tartışmaya mahal vermeden, iktidar, teşviklerle, istisnalarla, ihale ayrıcalıklarıyla, acele kamulaştırmalarla sermayenin emrine sunarken, maliye bakanı ve merkez bankası başkanı asgari ücret tutarının ne kadar olacağını dert etmiş durumda. Önerdikleri her tedbir, uyguladıkları her para ve ekonomi politikası, işçisiyle, köylüsüyle, emeklisi, küçük esnafıyla halkın zaten sıkılmış kemerlerine yeni delikler açma yönünde olmuştur. Şimdi açıklanan, açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan, sefalet düzeyinde, 17.002 liralık asgari ücretle, milyonlarca işçi ve emekçinin aileleriyle birlikte geçinmesini istiyorlar. İşçiler ve emekçiler asgari yaşama ve asgari ücrete mahkûm değildir. İnsanca yaşama ve çalışma koşulları için birleşerek mücadele ettiğimizde durumu değiştirebiliriz. Daha önce metal işçileri, tekstil ve dokuma işçileri, TPI işçileri imzalanan sözleşmeyi değiştirdiler, mücadeleyle ek zam almayı başardılar. İnsanca yaşanacak, 4 kişilik ailenin ihtiyacını karşılayacak bir asgari ücret, yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır. Emekçilere sefalet ücretini reva görenler, asgari ücreti belirlerken bir emekçinin ve ailesinin, kültür ve sanat faaliyetleri için gerekli olan harcamaları ise hiç hesaba bile katmıyorlar.

Asgari ücretin tüm bu ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak yoksulluk sınırının üzerinde belirlendiği, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı bir düzen ancak işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle mümkün olabilir.

Şimdi bunun için birleşme ve mücadele zamanı.!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir